17. Siyaset Akademisi Sınavı Yapıldı

    0
    421

    AK Parti Adıyaman İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 17. Siyaset Akademisi sınavı yapıldı.

    Akademi sınavı programına AK Parti Adıyaman milletvekili Adnan Boynukara, Merkez İlçe Başkanı Mehmet Hanifi Erdem, İl Arge Başknanı Mustafa Alkayış ve partililer katıldı.

    AK Parti Genel Merkez AR-GE Başkanı Osman Coşkun’un gözetiminde 211 katılımcının iştirakıyla yapıldı. Katılımcılara 8 hafta süren derslerden sonra 50 soru soruldu.Sınav 75 dakika sürdü.

    Sınavdan sonra açıklamalarda bulunan AK Parti Adıyaman İl AR-GE Başkanı Av.Mustafa Alkayış, akademik seviyede bir çalışma yaptıklarını, katılımcılara 8 hafta süresince konusunda uzman 32 hocanın dersi verdiğini söyleyerek, bu çalışmada görev alan herkese teşekkür etti.

    AK Parti Genel Merkez AR-GE Başkan Yardımcısı Osman Coşkun ise tüm katılımcılara teşekkür ederek, “Sözlerimin başında son dönemde yapılan tetör saldırılarında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Siyaset Akademisinin sınavını yapıyoruz. 17.dönem Siyaset Akademisi ülkenin gündemine uygun olarak hazırlandı.8 hafta boyunca devam eden derslerde uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitim alan katılımcılara 32 siyasetçi,bürokrat,akademisyen  ve sanatçı tarafından ders verildi. Bu dersler sadece partililere değil katılmak isteyen herkese veriliyor. Derslerin sonunda da sınav yapıyoruz.AK Parti sürekli kendini yenileyen bir anlayışa sahip olduğu için bu eğitimleri veriyoruz. Çalışmaların hayırlı olmasını temenni ederim ” Şeklinde konuştu.

    Programda konuşan AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara ise Türkiye’nin eğitim sisteminin temel özelliğinin ezbere dayalı birçok alanda muhakem yeteneğin gelişmesini engellediğini, bundan kurtulmanın yolunun ise soru sormak olduğunu söyledi.

    “Cevabını bilsek dahi soru sormaktır” diyen Boynukara, “İkinci bir soru sorma metodu doğa-toplum riskleri üzerine düşünme metodu. Ne, neden, niçin, nasıl gibi bu dört, beş tane soru sorma düşünce sistemi oluşturmamız lazım. Karşılşatığımız her olayı bu tür değerlendirir, analiz eder ve konuşursak yanlışa düşme oranımız azalır. Bence üçüncü özellikte kendimizde bulundurmamız gereken sahip olduğumuz düşüncelerimizi, ideallerimizi, kararlı ve meşru mecralarda takipçisi olmak, meşru mecralarda kastım benim kendi açımdan silahı ve şiddeti içermeyen her türlü yani bol soru sormak, her türlü sağlıklı bir düşünce sistemi ve  bunların meşru bir mecrada takipçisi olmaktır. Bizim bunu sürdürmemiz lazım. Bu ülkenin geleceği açısından  bu ülkeyi bir kere bırakıp mazlum hakların geleceği açısından, onu da bir kenara bırakın birey olarak ideallerimiz için bunu sürdürmemizde büyük bir fayda var diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

     Sorunlarımız Var

    Ülkenin sorunlarına değinen Boynukara, şöyle devam etti: “Sorunlar yaşayan bir ülke. Sorunlarımız olduğunda nasıl bir tutum takınacağımız önemli. Türkiye’nin kendine ait iç sorunları var, aslında sizlere dönüp sorsam kaç tane iç sorunumaz var diye, bireysel olarak değil, siyasal toplumsal diye dört beş taneyi geçmez. Bizim bir kürt meselemiz var, alevilerin sorunları var, azınlıkların problemleri var, romen vatandaşlarımızın sorunları var. Toplumsal olarak, birey olarak ben az maaş alıyorum, isşsizim, bunlar bireysel konular. temel sorunlarımız bir kaç tane sorunlarımız var. Şimdi siz sorun alanlarında çözüm üretmezseniz, bunları kaşıyan bunlardan yaranın derinleşmesini amaçlayan zaman içinde bunun kangrene dönüşmesini isteyen birçok çevre var ve maalesef Türkiye şu an için bunu yapmadığı için bu tür sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyor. Birisi geliyor alevi sorununu kaşıyor, birisi geliyor kürt meselesini kaşıyor, birisi azınlıklarla ilgili kimi oyunlar buluyor. Halbuki bizim temel yaklaşımımızın şu olması lazım; bu insanlar hepsi bu devletimizin vatandaşı, bu devlete vatandaşlık bağıyla bağlı vatandaşlarımız, yeri geldiğinde vergilerini veriyorlar, askere gidiyorlar, burada bir ayrımcılık yapmıyoruz ama sisteme girme sisteme entge olma, sistemin parçası olma noktasına geldiğimizde bir ayrımcılıkla karşılaşıyoruz. Bazı kesimleri dışarıda tutuyoruz. O zamanda farklı unsurlar bizim bu açığımızdan yararlanıyorlar, ben son zamanlarda 4 kez Hacı Bektaş’a gittim, alevi vatandaşlarımız için kutsal olan bir mekana geliyorlar. Kapıları öpüyorlar girerken, çıkarken hurafe diyebileceğimiz kimi etkinlikleri yapıyorlar, ben orada şöyle bir soru sordum kendime; ben devletin bir yöneticisi olsam geleneksel ritüellerini sürdüren bir toplumsal kesim olarak varolmalarını mı isterim, yoksa marjinal sosyalist örgütlerin kullandığı ve yabancı istihbaharat örgütlerinin kullandığı bir toplumsal kesim mi isterim. Benim açımdan birincisi olur, kim olursa olsun kendisi nasıl inanıyorsa, kendisini nasıl tanımlıyorsa, bana düşen onu aynı şekilde kabul etmektir”

    Türkiye’nin İçine Kapalı Bir Ülke Olmasını İstiyorlar

    Türkiye’nin içine kapalı bir ülke olmasını isteyenlerin olduğuna dikkat çeken Boynukara, “Türkiye’nin büyümesini, kalkınmasını, gelişmesini, yolunu, kendi iç sorunlarını çözmekte oldugunu bir kadro tarafından yönetiliyor ama öbür tarafta kimi unsurlar Türkiye’nin içine kapalı olmasını istiyorlar. Dışarıya açılmasını istemiyorlar, dünyada en fazla insanı yardım yapılmasını istemiyorlar, dünyada mevcut siyasal çarpıklığa ilişkin eleştiri getirilmesinde rahatsızlık duyuyorlar. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler şuanki kadroların hedefe konulmasının temel sebebi 2008’in sonu 2009’dur. Buradaki asıl noktada sayın cumhurbaşkanımızın dünyanın yapısına, Birleşmiş Milletlerin yapısına ilişkin eleştirileri yüksek sesle dile getirmesidir. Bunları yüksek sesle dile getirdiğimiz noktada biz farklı terör olaylarının ve terör örgütlerinin hedefi haline getirildik. Şu an birbirinden farklı gibi görünen birkaç terör örgütünün hedefindeyiz. Bir yandan DAEŞ, bir yandan PKK var, bir yadan FETÖ var, DHKPC bir yandan, MLP var. Bunların hepsi şu anda Türkiye’yi hedef almış fakat hesaplayamadıkları Türkiye 30 yıldır küsur törerle  mücadelesini sürdürüyor. Dolayısıyla refleksleri ve direnme noktaları güçlü bir ülke ancak terör örgütleri üzeriden  Türkiye’ye saldıranlar terör örgütleri üzeriden Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenler, hesaplayamadıkları nokta şu; bu ülke dünya güvenliğinin bir sigortası, bu sigorta attığında bizden çok bu sigortayla oynayanlar zarar görür. Bunu gayet net bir şekilde söylüyoruz. Bunu anlayacak akıl maalesef batıda görünmüyor, tam tersine bir akıl tutulması var” şeklinde konuştu.

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz