Geçtiğimiz hafta içerisinde Çelikhan-Malatya yolunda meydana gelen ve henüz 22 yaşında, hayatının baharında, hayalleri ve idealleri olan bir öğretmenimizin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan trafik kazası sonrasında dikkatlerimiz yıllardır bir kez daha kazalara neden olan Adıyaman-Çelikhan–Malatya yoluna çevrildi.
Son bir yılda trafik kazalarında onlarca Adıyamanlı vatandaşımız aramızdan ayrıldı maalesef.
Elbette ki ölüm Allah’ın emridir, vakit gelince bir şeyler ölüm için sebep olur. Bizler buna inanmış ve teslim olmuşuz insanlarız, ancak her şeye rağmen tedbirsizlik uğruna daha gencecik yaşta sönen umutlar ve biten hayatlar içimizin bir köşesine burukluk bırakıyor.
Daha Mayıs ayında Çakal Köprüsünde 10 gün içerisinde ardı ardına meydana gelen kazalarda 18 vatandaşımız hayatlarını kaybetmişti. Çakal Köprüsünde yolun kenarında bulunması gereken bariyerler olmayınca tarım işçilerini taşıyan araç uçuruma yuvarlanmıştı.
Çelikhan-Malatya yolunda meydana gelen kazada ise soğuktan don tutan yolun kayganlaşması ve yolun kenarında bir bariyerin bulunmayışından dolayı uçuruma yuvarlanan minibüste bir can daha feda edildi.
Çakal Köprüsündeki yola bariyer konması için onlarca insanımızın ölmesi gerekiyormuş ki bugün o bariyer konuldu…
Çelikhan-Malatya yolunda da 150 metrelik uçuruma hayallerini ideallerini bırakan bayan öğretmenimizin vefatından sonra Karayolları Bölge müdürünün talimatı ile yola bariyer takılacaktır diye düşünüyorum.
“Ama neden şimdi!” diye isyan edesim de gelmiyor değil!!!
Çakal Köprüsündeki kazada sorumlu olarak ölen araç şoförü gösterildi. Bu kazada da yine araç şoförü gösterilecektir, kim bilir? Yolda 150 metrelik uçurumun kenarına bariyer koymayan Karayolları yani Ulaştırma Bakanlığının hiçbir suçu, kusuru yokmuş gibi açıklamalar yapılırsa hiç şaşırmam!
Adıyaman-Çelikhan-Malatya Karayolu ulaşıma açıldığı ilk günden beri birçok kazaya sebep oldu ve olmaya da devam ediyor. Böyle bir yolun hizmete açılması bile başlı başına bir skandaldır bana göre.
Adıyaman-Çelikhan-Malatya yolunda kayaların yola düştüğünü basında okumadığımız gün yok.
Her virajın da ölüm olan Adıyaman-Çelikhan-Malatya yolunda görülecektir ki, bu yola konan her bariyer öncesinde mutlaka o bölgede ölümlü bir kaza olmuştur. Ondan sonra bariyer konulmuştur.
Devletine olan bağlılığını her fırsatta açıkça göstermesine rağmen, bir türlü istediği hizmeti alamayan Adıyaman, özellikle bulunduğu bölgeye gelen hizmetlerin onda birine bile mahrum bırakılmıştır. Şimdiye kadar yazdıklarımızda işte bunun en önemli kanıtı!
Gelmeyen hizmetlerden dolayı uzun yıllar çok büyük sıkıntılar yaşayan bu halk, özellikle karayolları anlamında bütün ülkeyi bir ağ gibi döşeyen hükümetin, Adıyaman’ı hep ihmal etmesinden dolayı verdiği canların hesabını kime soracak?
Tedbirsizlik sonrasında meydana gelen kazalarda onlarca insan hayatının baharında trafik terörüne kurban edilen başka bir ülke maalesef yoktur.
Adıyaman’da meydana gelen son trafik kazaları başka ülkede olsa başta Ulaştırma Bakanı olmak üzere tüm sorumlular istifa etmek erdemliliğini gösterirdi.
Letonya’da büyük bir marketin çatısının çökmesi sonucu 26 kişi hayatını kaybedince ülkenin başbakanın istifa ettiğine hep beraber şahit olmadık mı?
Yüksek uçurumların ve sert virajların çokça bulunduğu Adıyaman-Çelikhan-Malatya yolunda gerekli olan çalışmaları yapmayan kurumun başı olan Karayolları Bölge Müdürü de bence bir an önce büyük bir erdemlik gösterip –belki de gereklilik(!)- hakkıyla yapamadığı ve büyük veballer altına girdiği bu kutsal görevinden bir an önce istifa etmelidir.
Eğer Karayolları Bölge Müdürü istifa etme erdemliğine sahip değilse, onu bu makama layık görenler bu şahsı görevden almalıdır.
İstifa ve görevden alma onurlu bir davranış olacağı gibi herkeste bunda payına düşeni mutlaka alacaktır.
Karayolları Bölge Müdürü o uçurumların bulunduğu yerlere bariyerler koymuyorsa, yollara düşen kaya parçalarına önlem almıyorsa ve hatta bu bölgenin hak ettiği düzgün bir yolu bu halka sunamıyorsa o koltukta oturmasının da bir anlamı yoktur.
Ama inanıyorum ki bu kadar olay karşısında sessiz kalan kimse istifa etmez ve o erdemliği gösteremez. Nerede öyle baba yiğit!?
Hayatının baharında hayalleri, ideaları ve öğrencileri olan bir kardeşimiz yollardaki ihmal ve hatalar sonucu aramızdan erken ayrıldı.
Bu yollarda gerekli çalışmaları yapmayıp ihmal ve hataları sonucunda insanların hayatlarına kastedenler acaba hiç mi vicdan azabı çekmiyorlar.
Dünya’da eşine çok az rastlanan böylesi ihmal maalesef gencecik bir öğretmenimizin hayatına, 7 öğretmenimizin de yaralanmasına ve ömür boyu unutamayacakları bir travmaya sebep olmuştur.
Aslında bundan dört ay önce böylesi tehlikeye dikkat çeken ve yetkilileri göreve davet eden Eğitim Bir Sen Başkanı Gaffari İzci’nin uyarısı dikkate alınmış olsaydı, kim bilir bekli o kardeşimiz şimdi minik öğrencilerine ders veriyor olacaktı.
Millet olarak çabuk unutuyoruz!
Çakal Köprüsündeki ve diğer kazaları nasıl unuttuysak, Adıyaman-Çelikhan-Malatya yolunda genç öğretmen kardeşimizi kayıp ettiğimiz bu kazayı da unuturuz.
Her şeyi unuttuğumuz için bu halde değimliyiz?