Adıyaman’daki Perre Antik Kent’in SİT alanı üzerine kurulu olan Örenli (Pirin) mahallesinde tarihi eserler yok oluyor.
Kommagene Uygarlığının beş büyük kentinden birisi olan Perre Antik Kent’in birinci derece SİT alanı içerisinde bulunan Örenli (Pirin) mahallesinin her yerinden tarih fışkırıyor. Tarihi Roma Çeşmesi başta olmak üzere onlarca sütün, işlemeli taşlar, soku, lahitler her gecen gün tahrip oluyor.
Her yerinden tarihi eser çıkan mahallenin sakinleri çıkan bu eserleri günlük hayatta kullanıyor. Roma dönemine ait sütun ve taşların üzerine evler yapıldı. Yaklaşık 30 yılı aşkın süredir SİT alanı ilan edilen bölgede daha önce yapılan yapılarda tarihi eserlerin kullanıldığı görülüyor. Perre Antik Kent’in kaya mezarlarının yanında bulunan Örenli mahallesinin altında yer altı şehri olduğu belirtiliyor.
2001 yılında Adıyaman Müze Müdürlüğü tarafından yerel imkanlarla başlatılan kazılarda yüzlerce kaya mezar ve bu mezar odalarında Kommagene dönemine ait kullanılan eserlerin yanı sıra mozaikli villa ortaya çıktı. Bazılarının yeri kesin olarak bilinin mozaikler, korunamayacağı gerekçesiyle üzeri yeniden kapatıldı.
Mahalle sakinleri de tarihi eserlerle iç içe yaşamaktan memnun değil. SİT alanı olduğu için oturdukları evlerinde onarım, bakım yapamıyorlar. Yeni ev yapmalarına izin verilmiyor. Evlerin bazıları bakımsızlıktan dolayı yıkıldı.
Mahalle sakinleri, Devletin kamulaştırmayla ilgili başlattığı çalışmaların sonuçlandırmasını bekliyor. Arazileri ve yapılarının biran evvel kamulaştırılarak paralarının verilmesini isteyen mahalle sakinleri, evlerinin başlarına yıkılmasından korktuklarını dile getirdiler.
Örenli Mahalle Muhtarı Ömer Ekici, bulundukları mahallenin altının yer altı şehri olduğunu belirterek, mahalle sakinlerinin biran evvel kamulaştırma istediğini vurguladı.
Muhtar Ekici, Perre Antik Kent’in görülmeye değer tarihi dokuya sahip olduğunu ancak her geçen gün bu tarihi dokunun yıprandığını vurgulayarak, “Perre Antik Kentin tarihi dokusu gün be gün zarar görüyor. Vatandaşımız bilerek veya bilmeyerek bu tarihi dokulara zarar veriyor. Eserler kırılıyor, aşınıyor. Sütunlu evlerimiz, lahitlerin bulunduğu evlerimiz var. Bu eserlere yazık oluyor. Biran evvel kamulaştırılmanın yapılması gerekiyor. Bu tarihi eserlerin bir yerde toplanarak açık hava müzesi gibi sergilenmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Birinci derece SİT alanı içerisinde oldukları için yapılaşmaya izin olmadığını, mevcut yapılarda bakım ve onarım yapamadıklarını dile getiren Ekici, vatandaşın çok zor durumda olduğunu aktardı.