– Hz. Üzeyir’in (a.s) Makamı İle İlgili Yeni İddialar Ortaya Atıldı

    0
    668

    Adıyaman’ın Gerger ilçesinde bulunan Hz. Üzeyir Peygamberin (a.s) makamı ile ilgili yeni iddialar ortaya atıldı.

    30 Yıl boyunca türbenin yanında çadırda kalmış olan Seyit Hüseyin’in torunu Seyit Mustafa Çilenti, Hz. Üzeyir Peygamberin mezarı ile ilgili yeni iddiaları dile getirdi. Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı Azıklı (Nusaybin) köyünde yaşayan ve Hz. Üzeyir’in (a.s) hayatı hakkında bilgi veren Çilenti, Hz. Üzeyir’in (a.s) Suriye’nin başkenti Şam’da değil eski adı Şam olan Kahta’ya bağlı Aydınpınar köyünde doğduğunu iddia etti.

    Hz. Üzeyir’in (a.s) makamı olarak bilinen yerin 100 yıl yattığı makamı değil mezarının bulunduğu türbesi olduğunu ifade eden Çilenti, makamının ise şu anda türbesinin bulunduğu yere yaklaşık 200 metre uzaklıkta olan ve Sahabe Tepesi olarak bilinen yer olduğunu söyledi.

    Suriye’nin başkenti Şam’ın o dönemde isminin Dömeşk olduğunu söyleyen Çilenti, Hz. Üzeyir’in (a.s) Kahta’ya bağlı Şam Köyünde doğduktan sonra yan tarafta bulunan Kan Köyüne taşındığını, buradan da iki sahabeyle birlikte Sahabe Tepesi olarak adlandırılan yere gelip 100 yıl yattıktan sonra Kan köyünde vefat ettiğini, daha sonra ise şu anda makamı olarak bilinen yerde defnedildiğini dile getirdi. Bu bilgilerin seyit soyundan gelen ataları tarafından nesilden nesile aktarıldığını ve dedesi Seyit Hüseyin’in yaklaşık 350 yıl önce buraya gelip Hz. Üzeyir’in (a.s) mezarının yerini bulduğunu söyledi.

    Halk arasında buranın Hz. Üzeyir’in (a.s) makamı olarak bilindiğini fakat buranın makamı değil mezarı olduğunu ifade etti.

    Seyit Mustafa Çilenti konuşmasında, “Üzeyir Peygamber (a.s) Şamlıdır fakat Suriye’nin Şam’ı değil. Suriye Şam’ının adı Dömeşk’ti. Şam burada bir var adı Şam’dır. Orada doğmuş, oradan sonra Kan’a gelmiş. O zaman Kan’ın ismi de Derhelkal’dı. Sonra Sahabe Tepesine gitmiş, orada 100 sene yatmış. Yüz sene sonra kalkıp Kan’a gitti. Orada vefat etti. Bu köyün etrafındaki herkes cenazelerini buraya getiriyorlar. O’nu da buraya getirip defnettiler. Mezarı, kabri, kabristanı buradadır. Burası yattığı yer değil mezarının olduğu yerdir” dedi.

    Hz. Üzeyir’in (a.s) makamının yan tarafında bulunan Çavuş Köyünde yaşayan Ramazan Bozan da iddiaları doğruladı. Hz. Üzeyir’in (a.s) 100 yıl yattığı iddia edilen yerde bulunan ve sahabe mezarı olduğu söylenen mezarları göstererek köylü olarak bunu bildiklerini fakat kimseye anlatamadıklarını söyledi.

    Bozan konuşmasında, “Burası Üzeyir Peygamber’in (a.s) makamıdır. İki tane sahabesi burada yatıyordu. Türbesi daha önce büyüktü. Define avcıları altın aramak için açtılar. Burası bozuldu ama bir arkadaş gelip türbesini biraz düzeltti. Hz. Üzeyir’in (a.s) mezarı da ilerde, orada yatıyor. Burası da makamıdır. Yüz sene uyuduğu yerdir. Kendi türbesi de oradadır. Dört tarafı dağlıktır. Hz. Üzeyir’in (a.s) olduğu yer de düzlüktür. Buranın dört tarafı da dağlıktır. Fırat Nehri de çok yakındır. Yani Hz. Üzeyir (a.s) hem makamı hem de türbesi buradadır” dedi.

    Bir rivayeti de aktaran Ramazan Bozan, “Hz. Üzeyir’in (a.s) merkebiyle giderken arpa dolu olan çuvalının delindiğini ve yere dökülen arpaların da zamanla taşlaşıp günümüze kadar kaldığını iddia etti. Günümüzde insanların yaklaşık 500 metre boyunca dökülmüş ve taşlaşmış olan arpaları toplamaya gittiğini, toplanan arpaların yerine ise sabahleyin yenilerinin gelmiş. Bu arpalar Hz. Üzeyir (a.s) merkebi nereye gitmişse, nerede gezmişse orada dökülmüş. Buna şehriye arpası diyoruz. Biz bu arpaları topluyoruz. Yarın gidip bakıyoruz ki yine var. Yani bitmiyor. Yani her zaman bu şehriye bulunuyor. Bu ilerde bir bağ vardı. Oraya şehriye tepesi diyorlar. Bağ yaptılar o bütün şehriyeler kayboldu. Bu şehriyeler de Hz. Üzeyir’in (a.s) merkebinin gittiği yolda çuval mı delinmiş ne olmuşsa, çocuklar gidip toplayıp getiriyorlar. Yarın gidiyorlar ki yine var” diye konuştu.peygamber (4)

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz